Öğrenci

KBÜ'lü genç yazardan cinayet romanı

KBÜ'lü genç yazardan cinayet romanı

KBÜ'lü genç yazardan cinayet romanı

Üniversitemiz Elektrik ve Elektronik Mühendisliği 3'üncü sınıf öğrencisi 20 yaşındaki Ömer Faruk Dinç’in yazmış olduğu “Kara Bulut” adlı cinayet romanı yoğun ilgi görüyor. Birçok cinayet vakasının işlendiği kitapta yer alan karakterler gerçeği yansıtıyor ve her cinayet hikayesinin arkasında devam eden bir ana olay yer alıyor.  Polisiye durumların yer aldığı bir dergiye yazı yazan ve liselerde motivasyon söyleşileri gerçekleştiren öğrencimiz Ömer Faruk Dinç ile "Kara Bulut" isimli kitabı üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. Haber ve Fotoğraflar: Kübra Demirci  “Kitapta kendimi yazdım” Yazı yazmaya nasıl başladığını anlatan Ömer Faruk Dinç, kitapta kendini yazdığını ve orada geçen Dedektif Yaser karakteri ile kendisini bağdaştırdığını belirterek “Her kitap bir yaşanmışlık barındırır. Benim yaşadığım psikolojik süreçler ve psikolojik çıkarım yapma ilgim beni kitap yazmaya itti.” dedi. “Hayatta iz bırakmak istiyorum” Dinç  20 yaşında böyle bir kitap yazmanın gurur verici olduğunu belirtirken kitap yazma sürecinde ve daha sonrasında çevresinden yoğun bir destek gördüğünü de söyledi. Genç yazar sözlerine şu şekilde devam etti: “Hayatta gelip geçici varlıklarız ve bu hayattan giderken iz bırakmak kalıcı olmak istiyorum. Hayatta iz bırakmak için zamanı iyi kullanmak gerekiyor.” “Satranç oynamak motivasyonumu arttırıyor” Ömer Faruk Dinç aynı zamanda üniversitemizin satranç topluluğunda yer alıyor. Satranç oynamaya çok küçük yaşlarda başladığını belirten Dinç “Her sabah satranç oynuyorum ve bu benim motivasyon kaynağım. Satranç oynamanın analitik zekayı geliştirdiğini düşünüyorum. Satranç sporuna ilgi duymasaydım, satranç oynamıyor olsaydım, kitabımın bir kısmı yarım kalırdı” sözleri ile kitap yazmaya başlama sürecinde etkili olan en önemli faktörlerden biri olan satrancın önemine işaret etti. “İnsanların hayatlarını kolaylaştıracak bir şey yapmamışsak yaşamış sayılmayız” Genç Yazar Ömer Faruk Dinç hayatta herkesin bir dönüm noktası olduğunu ve bu dönüm noktasının hayatımızı değiştirdiğini belirtirken, “İnsanların hayatlarını kolaylaştıracak bir şey yapmamışsak yaşamış sayılmayız” sözünü yaşam felsefesi haline getirdiğini ve her şeyden önce kendine inandığını sözlerine ekledi.