Akademik
Prof. Dr. Ercan: İstanbul’da 2045’ten önce deprem olamaz
Prof. Dr. Ercan: İstanbul’da 2045’ten önce deprem olamaz
İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Karabük Üniversitesinde düzenlenen “Türkiye’nin Deprem Gerçeği” konulu konferansta “İstanbul’da 2045’ten önce deprem olamaz." dedi.
Karabük İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD) ile Karabük Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü tarafından 1 - 7 Mart Deprem Haftası etkinlikleri kapsamında “Türkiye’nin Deprem Gerçeği” konulu konferans düzenlendi.
Hamit Çepni Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen konferansa Vali Yardımcısı Numan Tahir Şimşek, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Yaşar, AFAD Karabük İl Müdürü Dr. Gazanfer Erbay, Deprem Bilimci Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Özalp ile kamu kurum ve kuruluş yöneticileri, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, üniversite akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.
Programın açış konuşmasını yapan AFAD Karabük İl Müdürü Dr. Gazanfer Erbay, ulusal ve uluslararası yardımların organizasyonunda AFAD’ın aktif bir şekilde yer aldığını ve dünyada öncü bir konuma yerleştiğini belirterek “Küresel İnsani Yardım Raporuna göre, Türkiye 2016 yılında 6 milyar dolar insani yardım yaparak, 6,3 milyar dolar yardımda bulunan ABD’den sonra miktar bazında ikinci sırada yer almaktadır. Güçlü bir ülkenin gereği olarak tüm bu yardım organizasyonun ana aktörü konumunda AFAD bulunmaktadır.” dedi.
Programda konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Yaşar da deprem konusunda öğrencilerin bilinçlendirilmesi gerektiğinin altını çizerek programın düzenlenmiş olmasından dolayı memnuniyetini dile getirdi.
"Her deprem bir atom santralinden daha fazla enerji üretir"
Programa konuşmacı olarak katılan Deprem Bilimci İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, depremin yerin biçimini değiştiren, yeraltı kaynakları ile enerjiyi oluşturan yararlı bir doğa olayı olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Her deprem bir atom santralinden daha fazla enerji üretir. Bu yerin altında şu anda beklemektedir. Depremler olmasa kömür yatakları olmaz. Mesela Düzce’nin bulunduğu yer birinci sınıf tarım alanı ve sulak bir kesimdir. Bunu yapan altından geçen kırıklardır. Deprem olmasa Marmara denizi, Sapanca gölü, Karasu olmazdı. Depremler aslında Allah'ın sevdiği ülkelere bir bağışıdır. Olaya böyle bakmak lazım. Depremden ölmemek için eğitimin artması ve yoksulluğun kalkması gerekiyor.”
"Türkiye’de son 100 yılda 112 tane yıkıcı deprem oldu"
Türkiye’de depremlerin ortalama oluş derinliğinin 7 ile 10 kilometre arasında olduğunu söyleyen Ercan, “Bütün depremler yer kabuğunun ilk 10 kilometre içerisinde olur. İlk 10 kilometre gevrek ve kırılgandır. Türkiye’de son 100 yılda 112 tane yaklaşık yıkıcı deprem oldu. 100 yılda 86 bin kişi öldü. 300 bine yaklaşık kişi yaralandı.” dedi.
"Türkiye’de deprem açısından en sakıncalı olan yer Kuzey Anadolu fayıdır"
Türkiye’deki depremlerin yüzde 57’sinin Kuzey Anadolu fayında gerçekleştiğini aktaran Ercan konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: "Türkiye’de ki depremlerin yüzde 33’ü göçüntü türü olan Batı Anadolu'dadır. Yüzde 13’ü de Doğu Anadolu kırığı üzerindedir. Türkiye’de deprem açısından en sakıncalı olan yer Kuzey Anadolu kırığıdır. Karabük, Kuzey Anadolu kırığının sadece 55 kilometre kuzeyinde yer alıyor. Bu yüzden depremden etkilenecek illerden bir tanesidir. En çok deprem olan şehirler ise Erzincan, Bingöl, Denizli, Gönen - Manyas - Erdek, Bolu - Adapazarı, Düzce, Adana, Van, Çorum, Amasya, Kars, Erzurum, İzmir, Kütahya (Gediz), Manisa (Demirci), Muğla (Fethiye - Marmaris). Türkiye’de en büyük üç deprem ise 7,9 büyüklüğünde 1939 yılında Erzincan’da, 7,6 büyüklüğünde 1999 yılında Gölcük’te ve 7,4 büyüklüğünde 1953 yılında Yenice - Gönen’de olmuştur. 26 Aralık 1939'da Erzincan’da yaklaşık 33 bin kişi öldü. 17 Ağustos 1999 yılında Gölcük’te yaklaşık 20 bin kişi öldü. 3 Ekim 1941 yılındaki Burdur depreminde ise 4 bin kişi öldü.”
"Karabük birinci derece deprem bölgesi değildir"
Karabük ilinin depremden etkilenme bölgesinde olduğu fakat Karabük'ün birinci derece deprem bölgesinde yer almadığını söyleyen Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, "Karabük depremden etkilenme bölgesidir ve güvenli bir yerdir. Karabük Kuzey Anadolu kırığından etkilenir. Karabük içinde olabilecek deprem büyüklükleri yıkıcılık sınırında değildir." diye konuştu.
"İstanbul’da 2045’ten önce deprem olamaz"
Prof. Dr. Ercan, Kuzey Marmara’da iki büyük deprem beklenildiğini belirterek “Kuzey Marmara’da 6,4 ile 6,7 arasında ve 7,0 ile 7,2 arasında deprem olacaktır. Yaptığım araştırmalara göre İstanbul’da deprem 2045’ten önce olamaz. Deprem bilimciler her an deprem olabilir diyorlar ama hiç birinde kanıt yok.” şeklinde konuştu.
Konuşmasında yapılaşmaya da değinen Ercan, Karabük ve Safranbolu başta olmak üzere betornarme yapılaşma türünden çelik çatkılı yapı türüne acilen geçilmesi gerektiğini savundu.
Külliye Karabük
https://www.youtube.com/watch?v=vXQ-GhiKmi8