Şehir

Bilim Şehirle Buluştu: Yazıköy’de Tarihi ve Kültürel Miras Ele Alındı

Karabük Üniversitesi Bilim İletişimi Ofisi tarafından Yükseköğretim Kurulunun (YÖK) “bilimin toplumla buluşması” hedefi doğrultusunda yürütülen Bilim Kafe etkinlikleri kapsamında Yazıköy’de düzenlenen söyleşide, köyün tarihi, kültürel ve sanatsal mirası bilimsel bir bakış açısıyla ele alındı.

Karabük Üniversitesi (KBÜ) Bilim İletişimi Ofisinin “Bilim Kafe” etkinlikleri çerçevesinde; Yazıköy Muhtarlığı, Yazıköy Kültür ve Dayanışma Derneği, KBÜ Sesli Düşünme Kulübü ile KBÜ Kültür Sanat Çalışma Takımı iş birliğinde düzenlenen “Bilim Şehirle Buluşuyor: Tarihi ve Kültürel Mirasın Korunması – Yazıköy Söyleşisi”, Yazıköy Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Akademisyenler ile yerel tarihçileri bölge halkıyla buluşturan program, bilginin üniversite sınırlarının dışına taşınarak toplumla paylaşılmasına yönelik önemli bir örnek olarak dikkat çekti.

Akademi ile Yerel Hafıza Aynı Masada

Moderatörlüğünü Öğr. Gör. Mesut Doğan’ın üstlendiği söyleşide; Safranbolu Fethi Toker Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Sebahat Kılıç Bülbül, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sanat Tarihi Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Handan Yerli, Arkeoloji Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Yaşar Serkal Yıldırım ile yerel tarihçi Ahmet Karakaş konuşmacı olarak yer aldı.

Yazıköy halkının yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte, köyün mimari dokusu, sanatsal unsurları, tarihsel derinliği ve yaşayan kültürel mirası bilimsel veriler ışığında değerlendirildi.

“Kültürel Değerler Kayıt Altına Alınmalı”

Söyleşinin açılış konuşmasını yapan Moderatör Öğr. Gör. Mesut Doğan, şehirlerin ve kırsal yerleşimlerin kültürel ve tarihi değerlerinin kayıt altına alınmasının önemine dikkat çekti.

Doğan, Karabük ve Türkiye genelini kapsayan bir kültür envanteri çalışması yürüttüklerini ifade ederek, “Bilim şehirle buluşuyor. Karabük Üniversitesi kısa sürede ciddi bir gelişme gösterdi ve bunu şehrimize de yansıtmaya çalışıyoruz.” dedi.

Sanatsal Miras Belgeleniyor

Dr. Öğr. Üyesi Sebahat Kılıç Bülbül, Safranbolu ve çevresindeki sanatsal mirasın belgelenmesine yönelik yürüttükleri akademik çalışmalara değinerek, bölgedeki kalem işleri, alçı revzenler ve nazarlıklar üzerine kapsamlı incelemeler yaptıklarını söyledi.

Bülbül ayrıca, Yazıköy Meydanı’nda bulunan İlyas Efendi Camii’ndeki ahşap besmele yazısının zamanla yıprandığını belirterek, izin verilmesi halinde yazının aslına uygun biçimde daha dayanıklı bir malzeme üzerine yeniden yazılarak camiye hediye edilmesini arzu ettiğini dile getirdi.

“Yazıköy, Kırsal Mimarinin Önemli Bir Devamı”

Dr. Öğr. Üyesi Handan Yerli ise Yazıköy’ün kültürel ve doğal miras açısından önemli bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayarak, köydeki yapı dokusunun Safranbolu evlerinin kırsaldaki devamı niteliğinde olduğunu ifade etti.

Yerli, Yazıköy’ün Safranbolu’ya yakınlığı nedeniyle sanıldığı kadar izole bir yerleşim olmadığını belirterek, camide yerel tarihçi Ahmet Karakaş tarafından yapılan kitabe ve bilgilendirme çalışmalarını da takdirle karşıladığını söyledi.

“Yazıköy, Bölgenin En Zengin Kültürel Miras Alanlarından Biri”

Dr. Öğr. Üyesi Yaşar Serkal Yıldırım, Yazıköy’ün Batı Karadeniz bölgesi açısından özel bir kültürel miras alanı olduğunu belirterek, 2017 yılından bu yana Karabük’e bağlı yaklaşık 280 köyde yürüttükleri yüzey araştırmaları kapsamında Yazıköy’ün tarihsel sürekliliği ve yaşayan nüfusuyla öne çıktığını ifade etti.

Yıldırım, köy halkının yerleşime ve kültürel değerlere sahip çıkmasının bilimsel çalışmalar açısından büyük önem taşıdığını vurguladı.

Yazıköy’ün Tarihsel Hafızası Gün Yüzüne Çıkarılıyor

Yerel tarihçi Ahmet Karakaş da Yazıköy’ün Batı Karadeniz’in en büyük ve tarihsel derinliği en fazla olan köylerinden biri olduğunu belirterek, köyün kendine özgü gelenek, görenek ve sosyal yaşam kültürüne sahip olduğunu söyledi.

Yazıköy’ün tarihsel geçmişine de değinen Karakaş, köyün mübadil bir yerleşim olduğunu ve Rumlar ile Türklerin birlikte yaşadığı bir yapıya sahip olduğunu belirtti. Bölgenin fetih sürecini de anlatan Karakaş, “Selçuklular ilk önce Yazıköy’ü alıyorlar, ardından Bulak köyünü alıp Safranbolu’yu kuşatıyorlar” dedi. 1806 yılında Yazıköy’de yaşanan ve belgeleri bulunan bir savaşa da dikkat çeken Karakaş, bu konunun araştırılmasının önemine ise işaret etti.

Saha Gezisiyle Tamamlandı

Söyleşinin ardından düzenlenen saha gezisinde, yaklaşık 300-400 yıllık üzüm sirkesi fıçıları, Osmanlı ve Bizans dönemlerine ait organik fıçılar, keşkek fırını, eski kilise, sinema salonu ve hamam gezilerek katılımcılara yerinde bilgi verildi.

Program, değerlendirme bölümünün ardından günün anısına çekilen hatıra fotoğrafı ile sona erdi.