Kampüs
Üniversitemizde "Kur'an ve Sünnet Bütünlüğü" konferansı
Üniversitemizde "Kur'an ve Sünnet Bütünlüğü" konferansı
Üniversitemizde, İlahiyat Kulübü öğrencilerinin organizasyonuyla "Kur'an ve Sünnet Bütünlüğü" konulu konferans gerçekleştirildi. Hamit Çepni Konferans Salonu'nda düzenlenen ve İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Yakup Koçyiğit'in moderatörlüğünü yaptığı konferansa konuşmacı olarak Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Orhan Çeker ve Doç. Dr. Murat Şimşek katıldı.
Prof. Dr. Orhan Çeker: "Sünnet olmadığı zaman din de kalmaz, ümmet de kalmaz"
Günümüzde en büyük fitnenin sünneti dışlama hareketi olduğunu söyleyen Prof. Çeker bu fitneyi ortaya çıkaranların 'Peygamber bizi ilgilendirmez' diyerek onu sadece bir insan olarak gördüklerini ifade etti. Sünnetin neden reddedildiğinin de cevabını veren Çeker; "İslamı bozmak için sünnet reddediliyor. Sünnetin reddinin arka planında İslamı tahrif etmek var, bozmak var. Peki sünnet olmadığı zaman İslam bozulur mu? Sünnet olmadığı zaman din de kalmaz, ümmet de kalmaz." şeklinde konuştu.
Peygamberlere inmiş tüm kitapları İsrailoğulları'nın bozduğunu belirten Prof. Çeker konuşmasını şöyle sürdürdü: "Üç büyük kitabı ve sahifeleri bozan insanoğlu Kur'an'ı da bozmayı düşünmemiş midir? Tabii ki bunu da düşünmüşlerdir. Kur'anı tahrif çalışmaları 3 aşamada karşımıza çıkıyor. Birinci aşamada Peygamberimize inmeden önce cin şeytanları ayetleri çalmak için uğraşmışlardır. İkinci aşama peygamberimiz hayatta iken olmuş ama bu çalışmalar başarılı olamamıştır. Üçüncü aşama Peygamberimizden sonraki aşamadır. İşte bu aşamada önce cin şeytanları çalışıyordu şimdi cin şeytanlarının desteğinde insan şeytanları devreye girmiştir. Amma bu fitneciler Kur'an'ın lafzını bozacaklarından ümitlerini kesmişlerdir. Çünkü Kur'an bütün kitapları yok etseniz bile ezberlerde var. Ezberden oturur yeniden yazılır."
"Cin ve insan şeytanları Kur'an'ın lafzını bozacaklarından ümidi kesmişlerdir ama Kur'an'ın manasını bozacaklarından emindirler." diyen Prof. Çeker devamında şunları söyledi: "Şimdi yaptıkları da budur. Yani Kur'an aynı duracak ama manası değişecek. Bunu yapmak isteyenler her yerde Kur'an'da ki İslam, gerçek İslam gibi çok yaldızlı kelimeler kullanırlar. Kur'an'da ki İslam demek sünneti kabul etmemek demektir. Tüm bunların sebebi daha öncede bahsettiğim gibi İslam'ı bozma projesinin parçalarıdır. İslam'ı bozma projesini özetlemek gerekirse. Birinci basamak alimleri dışlamaktır. Bu mezhep düşmanlığı olarak ortaya çıktı. İkincisi sünneti dışlamak. Sünneti dışlayanlar peygamber düşmanı Müslümanlardır. Üçüncü basamak ise Kur'an tarihseldir ve mahallidir diyenlerdir. İşte size bu şekilde iddia da bulunan kişinin en kestirme yoldan küfre gittiğini söyleyebilirim."
Konuşmasının devamında İslam alimlerinin önemine de değinen Prof. Çeker; "Biz alimlerimize kötü diyemeyiz. Ben-i İsrail alimleri ile bizimkileri karşılaştırmak lazım. Onlar tüm sahifeleri ve kitapları bozmuş. Bizim alimlerimiz ise bir tecvid kuralını bile yüzyıllar boyu bozmadan günümüze getirmişlerdir." dedi.
Konuşmasının sonunda Sünnetin vahiy olup olmadığı konusuna da açıklık getiren Prof. Dr. Orhan Çeker günümüzde bazı insanların "sünnet ve efendimizin uygulamaları vahiy değildir, ilhamdır veya peygamberimizin bir beşer olarak yaptıkları bizleri ilgilendirmez" dediklerini söyledi. Tefsir usulü kitaplarda vahyin 'Vahyi Metluv' ve 'Gayri Metluv' olarak ikiye ayrıldığını belirten Prof. Çeker konuşmasını şu sözlerle noktaladı: "Vahyi Metluv Kur'an-ı Kerim'dir. Gayri Metluv ise peygamberimizin hadisleri, sünnetidir. İşte bu sünnet düşmanı insanlar Vahyi Gayri Metluv'u inkar ediyor. İşte bütün gavurluklar burdan başlıyor. Peki Kur'an dışında vahiy var mı? Çok örneği var da en can alıcı örneği vereyim. Nisa Suresi 113. Ayet'de Peygamberimize hitaben Allah sana kitabı ve hikmeti indirdi ifadesi var. Kitabı anladık Kur'an-ı Kerim. Ya hikmet ki onu da indirdiğini söylüyor. Bu ne olabilir. Hikmet Peygamberimizin sünneti ve hadisinden başka bir şey değildir ve bunlar da indirilmiştir."
Doç. Dr. Murat Şimşek: "Bizim rehberimiz Peygamber Efendimizdir"
Doç. Dr. Murat Şimşek de yaptığı konuşmasında bulunulan zamanın anlaşılması için insanların bir rehbere ihtiyacı olduğunu belirterek, "Bizim rehberimiz Peygamber efendimizdir." ifadelerini kullandı.
Konuşmasının devamında Sünnet'in önemine ve manasına da değinen Doç. Dr. Şimşek Sünnet'in yol demek olduğunu ve ümmet olarak bu yoldan hiç sapmadan yürüyeceklerini vurguladı. Alimlerin bu yolu tarif etmek için birçok çalışma yaptıklarını ve Peygamberimizin 23 yılda tarif ettiği bu rotaya "Sünnet" adını koyduklarını söyleyen Şimşek; "Alimlerimiz bu 23 yılı öyle bilmeliyiz ki, film şeridi gibi hiçbir eksiklik olmadan öğrenmeliyiz dediler. Peygamberimizin sözleriyle neyi kasdettiğini bulmaya çalıştılar. Dolayısıyla bu film şeridini yani sünneti parça parça değil de bir bütün içerisinde görmemiz gerekir." diye konuştu.