Karabük Üniversitesinde yürütülen TÜBİTAK destekli projede, atık mandalina kabuklarından biyobozunur yara örtüsü ve antibakteriyel gıda ambalajı geliştiriliyor.
Karabük Üniversitesi (KBÜ) Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Biyomedikal Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Yasin Akgül’ün yürütücülüğünü yaptığı TÜBİTAK destekli projede, atık mandalina kabuklarından elde edilen esansiyel yağ ve karbon noktaları kullanılarak biyobozunur yara örtüsü ve gıda ambalajı geliştiriliyor.
_dims__1600x1403.jpeg)
TÜBİTAK’ın 1002-A Hızlı Destek Modülü kapsamında desteklenen “Atık Mandalina Kabuğundan Elde Edilen Esansiyel Yağ ve Karbon Noktaları ile Fonksiyonel Biyobozunur Nanoliflerin Geliştirilmesi: Yara Örtüsü ve Gıda Ambalajı Uygulamaları” başlıklı proje kapsamında yürütülen çalışmalara ilişkin değerlendirmede bulunan Akgül, günümüzde malzeme biliminin iki temel probleminin ham madde kaynaklarının azalması ve kullanım sonrası oluşan kirlilik olduğunu söyledi.

Proje ile bu iki probleme aynı anda çözüm üretmeye çalıştıklarını belirten Akgül, şunları kaydetti:
“Günümüzde malzeme biliminin iki temel problemi var. Birincisi ham madde kaynaklarının azalması. Bir diğeri de bizim malzemelerin kullanım sonrası doğada kirlilik oluşturması. Bu projemiz kapsamında da iki probleme de aslında tek bir projeyle çözüm üretmeye çalışıyoruz. Projemizde öncelikle atık mandalina kabuklarını değerlendirmeye çalışıyoruz. Atık mandalina kabukları, içlerinde bulundurdukları esansiyel yağlar hem yaraların tedavisinde, yara örtüsü olarak hem de içerdikleri antibakteriyel etkinlik sayesinde gıda ambalajlarında kullanılabiliyorlar.”

Elde edilen esansiyel yağ ve karbon noktalarının biyobozunur polimerlerle birleştirildiğini aktaran Akgül, şu ifadeleri kullandı:
“Bu mandalina kabuklarını, uyguladığımız proseslerle yine aktif özellik içeren karbon noktaları da üretebiliyoruz. Dolayısıyla atık mandalina kabuklarını yani bizim doğaya atık olarak bıraktığımız bir malzemeden biyoaktif bileşenler elde etmiş olabiliyoruz. Aynı zamanda bu biyoaktif bileşenleri de biz projemizde doğada çözünebilir biyobozunur polimerlerinin içerisine ilave ediyoruz. Dolayısıyla nihai olarak ortaya koyduğumuz ürünler hem atık malzemeleri değerlendirmiş olan hem de aynı zamanda doğaya bırakıldıklarında, doğada kirlilik oluşturmayan ürünler haline gelmiş oluyorlar.”

Projenin, biyomalzeme teknolojileri, sürdürülebilir üretim ve atık yönetimi alanlarında önemli katkılar sunması bekleniyor.