KBÜ'de Yunus Emre konuşuldu
Karabük Üniversitesi Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı tarafından Sosyal Hayatta Güncel Dini Meseleler adlı program düzenlendi. Programda, 2021 yılının Yunus Emre Yılı ilan edilmesi nedeniyle Türk Tasavvuf ve halk şairimiz Yunus Emre´nin hayata bakışı, yaşam tarzı ve felsefesi ele alındı.
Karabük Üniversitesi (KBÜ) Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı tarafından İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Uğur Gözel´in konuşmacı olarak katıldığı "Sosyal Hayatta Güncel Dini Meseleler" konulu söyleşi instagram üzerinden canlı yayınlandı. Tasavvuf ve Halk şairimiz Yunus Emre´nin hayatına ve yaşantısına değinilen programda moderatör koltuğuna Betül Alan ve Sena Mazlum oturdu. Dr. Öğretim Üyesi Gözel konuşmasına şu şekilde başladı: "Yunus gibilerin amacı sağlam karakterli insanlar olmaktır. Bir kısmı bu yolda Mevlâna ve Yunus gibi eser yazarak çalışmayı tercih ederken, bir kısmı da Hacı Bayram Veli gibi sadece kamil insan yetiştirmeye yönelmişlerdir. Ben bugün müsaadenizle Yunus Emre üzerinde durmak istiyorum. Malumunuz olduğu üzere 2021 yılının “Yunus Emre ve Türkçe Yılı” olarak ilan edilmesi hasebiyle, gençlerin zihninde oluşmuş olan güncel dini meseleler hakkındaki sorularınızı Yunus'un fikirleri ve öğretileri ile anlatmaya çalışacağım. Çünkü bu şahsiyetlerin her biri yaşadıkları dönemi yansıtmaları ve nasıl bir hayat tarzı sürülmesi gerektiği hususunda takip edilmesi gereken güzel örneklerdir. Fikirlerinin bu kadar tutulmasının sebebi halkın içinden insanlar olmalarından kaynaklanır. Yunus Emre der ki: "Ben gelmedim dava için, benim işim sevi için, Dost'un evi gönüllerdir, gönüller yapmağa geldim." Gözel, "İlahi aşk insana ne fayda sağlar? Yunus neden aşk üzerinde durmuştur? Çünkü, sevgi olmazsa zıt kutuplar insanı içten ve dıştan kuşatır. Yani zıt düşünceler arasında bocalamaya başlar. Bu nedenle ilk ve en önemli şey “inanç sahibi” olmaktır. Bu sayede insanlar kendilerini kuşatan dar kalıplardan kurtulabilirler. Peki gerçek hürriyet nedir? Yunus’un şeyhine kırk yıl hizmeti midir? Hayır. Bir kimse dünya nimetlerini inkâr etmeden, zâhidâne bir hayat yaşayarak kendisini ahirete hazırlayabiliyorsa bu kimse gerçek hürriyeti bulmuş demektir. " dedi. Dinin inanç ve ahlak boyutu olduğunu da söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Uğur Gözel din denilince sadece dinin ibadet boyutunun ele alındığı, bunun yanında inanç ve ahlak boyutunun da insanoğlu için önemli olduğu belirtti ve şöyle devam etti: Yunus’un karakteri “yaradılanı hoş gör yaradandan ötürü” doğrultusunda şekillenmiştir. Günümüzde Yunus’a olan ihtiyacı herkes ifade ediyor ama işin aslı kimse kimseyi “Yunus olarak” görmüyor. Çünkü nefsi yüksek mertebelere çıkarılmış, şımartılmış olan insan oradan aşağıya inmek istemiyor. Kendini diğer insanlardan üstün görüyor. Halbuki Yunus ne diyor? “Bir garip ölmüş diyeler, soğuk su ile yuyalar." Gözel programın son kısmında şunları söyledi; "Ne dersek diyelim. İster alim ister fazıl, ister kamil...Yunus'a "Abide" bir şahsiyet desek yeter."